Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sakarya Meydan Muharebesi ve Milli Mücadelenin Önemi
Sevgili gençler öncelikle sizi şunu belirtmeliyim. Aşağıda yazdığım bu konuyu lütfen hissederek okuyun. Kendinizin de o şartlar altında o muharebede olduğunuzu düşünerek okuyun. Hem duygulanacaksınız hem de öğreneceksiniz. Sizler geleceğimizin teminatlarısınız. Hepinizi seviyorum.
Sakarya Meydan Muharebesi
Türk Ordusu'nun işinin bittiğini, kaynaklarının tükendiğini zan eden Kahbe Yunanlılar, Türk Ulusunun Başkomutanın emirlerine inançla uyacağını, kadın ve çocukların bile silah taşıyacaklarını düşünmemişlerdi. Yunanlılar, Türk Ordusu'na son darbeyi indirmek ve yok etmek amacıyla 14 Ağustos'tan itibaren ileri harekâta başladılar. 17 Ağustos'ta Kahraman Türk Ordusu ile temasa geldiler. Ön cephede ki bu Türk birliklerinin görevi Yunan Ordusu'nu oyalamak ve geciktirmekti. Bu sebeple bu birlikler yavaş yavaş geri çekildiler. Kazım Karabekir Paşa, Başkomutan ‘a yolladığı telgrafla yapılan İstiklal Savaşı için moral verdi. Türk Ordusu arkasını Karadeniz dağlarına dayadı ve cephesi doğudan batıya doğru uzanıyordu Ankara yolu açıktı. Durumu gören Halide Edip (Onbaşı), M. Kemal'e, düşmanın Ankara’ya gideceğini endişeyle söylemesi üzerine, M. Kemal Paşa, "İyi yolculuklar dilerim. Arkalarından kıçlarına vurarak onları Anadolu'nun boşluğunda mahvederim." yanıtını verdi. Yunanlılar durumu gördükleri için Ankara'ya yürümediler ve bütün güçleri ile 23 Ağustos'ta Türk Ordusu'nun sol kanadına yüklendiler. 24 - 25 Ağustos günleri çok kanlı çatışmalar oldu. İsmet Paşa çekilmeyi önerdiyse de Fevzi Paşa, adım adım savunma ile düşmanın yıpratılacağını ve başarılı olunacağını belirterek kabul etmedi. 31 Ağustos'ta Yunan Ordusu'nun saldırısı başarılı biçimde gelişti. Türk Ordusu yer yer geri çekildi. Bu çekilişin ordu üzerinde moral çöküntü yaratmaması ve çekildikleri yerde yeniden cephe kurulmasını sağlamak için Mustafa Kemal Paşa büyük tarihi bildirisini yayınladı: "Hatt-ı müdafaa yoktur. Sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. (Savunma hattı yoktur. Savunma alanı yardır. O alan bütün vatandır.) Yurdun her karış toprağı, yurttaşın kanıyla ıslanmadıkça kahbe düşmana bırakılamaz. Onun için, küçük büyük her birlik ilk durabildiği noktada, yeniden düşmana karşı cephe kurup savaşı sürdürür. Yanında ki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler ona uymaz, bulunduğu mevzide sonuna dek dayanmaya ve direnmeye mecburdur. Türk Ordusu'nun silah ve cephanesi tükenmişti. Silah, cephane, Erzurum, Diyarbakır gibi uzak yerlerden deve kervanları ile geliyordu. Bu cephelerden gelen takviye kuvvetleri, uzun yürüyüşten sonra, aç, yorgun, uykusuz, bitkin, hasta bir vaziyette dinlenmeye vakit bulmadan savaşa katılıyorlardı. Asker birçok yerde cephanesi tükenmiş ve süngüsü olmadığı için tüfeğinin dipçiği ile yiğitçe mertçe döğüştü. Bu arada M. Kemal Paşa atından düşüp kaburgalarını kırdı. Asker kaçağı sayısı 40.000'e çıkmıştı. Bütün bu olanaksızlıklara rağmen ordu direnişini yılmadan sürdürdü. Fevzi Paşa, Başkomutan ‘a Yunan Ordusu'nun zor duruma düştüğünü müjdeledi. Yunanlılar 4-5 Eylül günleri yeniden taarruz ettiler, fakat büyük kayıplar verdiler ve taarruzları durduruldu çünkü kahraman türk askeri öyle bir direndi ki Cephelerde ki Allah Allah nidaları kahbe yunanı titretiyordu. Bu tarihten itibaren Yunanlılar taarruz güçlerini kaybederek savunma durumuna geçtiler. Türk Ordusu 8 ve 10 Eylül tarihlerinde iki tane aslan gibi taarruz yaptı. 12 Eylül'de Türk Ordusu'nun saldırısı karşısında Yunan Ordusu bozularak perişan bir durumda kıçlarına neft yağı sürülmüş gibi kaçmaya başladı. 22 gün 22 gece süren bu büyük meydan savaşını Türk Ordusu, bütün olanaksızlıklarına rağmen kazandı. 13 Eylül tarihinde T.B.M.M.'ne Türk zaferini bildiren M. Kemal Paşa aynı gün genel seferberlik ilan etti. Türk Ordusu'nun bu savaşı kazanmasında en küçük erinden, Baş Komutanı’na kadar inançla, yılmadan savaşması, Türk Ulusunun varını yoğunu orduya vermesi, Türk Kadınının sırtında cepheye silah, cephane ve cephede yaralananları geriye taşımakla fedakârlık göstermesi etken oldu. Fevzi Paşa'nın ve İsmet Paşa’larını cephede, Refet Paşa'nın cephe gerisinde, ordunun gereksinimi olan malzemenin gönderilmesinde hizmetleri oldu. Subaylar ölümü hiçe sayarak, askerin, yanında savaşa katıldılar. Yunanlılar "Sözde Büyük Yunanistan!", Türkler ise "Vatan ülküsü" için döğüştüler. 1683'de Viyana önlerinde başlayan gerileme ve Türk bozgunu, Haçlı düşüncesini ve gücünü Sakarya'da kırdı. Sakarya Savaşı'nın kazanılması ile büyük tehlike yenildi. Ankara'nın boşaltılıp, Kayseri'ye taşınmak için başlatılmış olan çalışmalar, birçok ailenin yollara düşmesi bu tehlikenin boyutlarını göstermektedir. Başkomutan M. Kemal, Paşa'nın iradesiyle kazanılan bu zaferden sonra, Meclis Fevzi ve İsmet Paşalar tarafından verilen önergeyi kabul ederek, kendisine 19 Eylül'de Gazilik Unvanı ve Mareşallik rütbesi verdi. Erzurum'da geri iade ettiği Osmanlı rütbe ve unvanının yerine şimdi Meclis, O'na hakkı olan unvan ve rütbeyi veriyordu. Türk Ordusu bu savaşta çok subay kaybetti. Yedi tanesi Tümen Komutanı olan şehit sayısı 3.288, yaralı 13.618, tutsak 415 idi. Yunan Ordusu, Türk Ordusu'nu yenemeyince kinini sivil halktan alıyordu. Yunan Ordusu'nun kaybı çok ağırdı, subay ve er 15.000 ölü verdiler. Yaralı sayısı 25.000 kadardı. Ordularının üçte birini yitirmişlerdi. Yunan Kralı ve Başbakanı, ordularının moralini yükseltmeye çalıştılarsa da komutanları yenilgiyi çok iyi anlamışlardı. Yunan azminin, Türk azmi karşısında yenildiğini itiraf ettiler. Yunan Ordusu geri çekilirken, Türk Ordusu düşmanı izleyebilecek durumda değildi. Yeterince silah ve yedek kuvvetleri ve hızlı araçları yoktu. Yunan Ordusu saldırı başladığında 85.000 tüfek ve üstün top sayısına sahipti. Oysa Türk Ordusu'nun er sayısı, gelen yardımlarla 92.660'a ulaşmıştı. Ama tüfek sayısı ancak 47.342 idi. Ölen ve yaralanan askerin tüfeğini başkası alarak savaşıyordu. Ama Yunanda olmayan iman dolu serhattimiz vardı bizim.· Sakarya Zaferi, ulusun ve ordunun sarsılmış olan moralini yükseltti. Ulusun orduya inancı ve M. Kemal Paşa'ya güveni bir daha sarsılmayacak şekilde yerleşti. Bu tarihe kadar Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin etkisiyle oluşan karşı çıkmalar ve asker kaçağı olayları durdu. Ulus, Ulusal Mücadele ile birleşti. Firari asker sayısı 40.000'den 3.000 dolaylarına düştü. Saldırı üstünlüğü Türk Ordusu'nda idi. Yunan Ordusu savunma durumuna girip, bulunduğu cephede yığınak yapmaya başladı. Batılı ülkelerin Yunan Ordusu'na güveni yıkıldı. Kahraman Türk Ordusu'nun er geç kazanacağı anlaşıldı. İngiliz Dışişleri Bakanı, İngiltere ile Türkiye arasında barış yapılması gerektiğini söylerken, Yunan Başbakanı'na da aynı öneriyi yapıyordu. ( MAÇALARI YEMEYİNCE ) İngiliz Başbakanı Lloyrd George, Yunanistan'a para ve ekonomik yardım yapamayacağını bildirdi. Avrupa'dan yardım istemeye giden Generis, eli boş dönünce, Küçük Asya'yı terk etmeleri gerektiğini, büyük devletlerin kendilerini bir maceraya attıklarının anlaşıldığını açıklıyordu. Fransa, Türkiye ile anlaştı ve İtilaf Devletleri bloku parçalandı. Atatürk bu muharebe için "Sakarya Melhame-i Kübrası" yani kan gölü, kan deryası demiştir. Sakarya destanı Kahraman Türk Ulusunun kanıyla yazıldı. Savaş, Yunanların Sakarya doğusunu tamamen terk etmesiyle 13 Eylül’de sona erdi.
Sakarya Zaferi neler sağladı? İki tarafın da çok ağır kayıplar verdiği Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktalarından biriydi. Tarihin en kanlı savaşlarından olan muharebede, Türk ordusu 5 bin 713 şehit verdi, 18 bin 480 asker ise yaralandı. Yunan ordusunda ölen asker sayısı 3 bin 958, yaralanan asker sayısı 18 bin 955’ti. Binlerce askerin şehit olduğu, kanla, ateşle, süngüyle kazanılan bu zaferden sonra, Türk milletinin orduya güveni ve geleceğe ümidi arttı. İstanbul’a yapılan baskıyı durduran savaş, Batı Cephesi’nin güçlenmesini sağladı. Yunan ordusu, çok kayıp verdiği için savaş gücü azaldı, taarruz üstünlüğü Türk ordusuna geçti. Aynı zamanda, İtilaf Devletleri’nin Yunanlara güveni azaldı.
MİLLİ MÜCADELE AÇISINDAN SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ÇOK ÖNEMLİ SONUÇLAR DOĞURDU:
Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı’nı kazanacağı inancı artmıştır.
Ankara’ya mesafeli olan İstanbul’da ki basında çok sevinçle karşıladı ve Türkiye lehine propagandalar başladı.
Sakarya Meydan Muharebesine kadar ki dönemde Atatürk ve silah arkadaşlarına kısmen güvenmeyen 40.000 e yakın kaçak asker muharebenin kazanılmasıyla silah altına girdi ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasın da büyük rol oynadı.
Uluslararası toplumun özellikle İngiltere’nin Ankara TBMM’ye bakışı değişti ve Yunanlılardan desteğini çekti.
2. Viyana kuşatmasıyla başlayan geri çekilme 13 Eylül 1921 de son buldu ve Anadolu tamamen Türk toprağı olmuş oldu.
Sovyetlerle Antlaşmalar yapıldı ve Doğu cephesinde de baskı azaldı.
Türk Milletinin orduya olan güveni arttı.
İtilaf devletleri ile anlaşma sağlanmasının önü açıldı. Bu sebeplerdendir ki Sakarya Meydan Muharebesi kaybedilseydi Milli Mücadele ruhunun şahlanması imkânsız olacaktı.
Allah hepsinden razı olsun. Bu millet size çok şey borçlu.
Mehmet Akbaba
Tarih: 2020-05-14 03:21:58 Kategori: Tarih
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
MİLLİ MÜCADELE BATI CEPHESİ SAKARYA MEYDAN SAVAŞI Nedir
Sevgili gençler öncelikle sizi şunu belirtmeliyim. Aşağıda yazdığım bu konuyu lütfen hissederek okuyun. Kendinizin de o şartlar altında o muharebede olduğunuzu düşünerek okuyun. Hem duygulanacaksınız hem de öğreneceksiniz. Sizler geleceğimizin teminatlarısınız. Hepinizi seviyorum.
Sakarya Meydan Muharebesi
Türk Ordusu'nun işinin bittiğini, kaynaklarının tükendiğini zan eden Kahbe Yunanlılar, Türk Ulusunun Başkomutanın emirlerine inançla uyacağını, kadın ve çocukların bile silah taşıyacaklarını düşünmemişlerdi. Yunanlılar, Türk Ordusu'na son darbeyi indirmek ve yok etmek amacıyla 14 Ağustos'tan itibaren ileri harekâta başladılar. 17 Ağustos'ta Kahraman Türk Ordusu ile temasa geldiler. Ön cephede ki bu Türk birliklerinin görevi Yunan Ordusu'nu oyalamak ve geciktirmekti. Bu sebeple bu birlikler yavaş yavaş geri çekildiler. Kazım Karabekir Paşa, Başkomutan ‘a yolladığı telgrafla yapılan İstiklal Savaşı için moral verdi. Türk Ordusu arkasını Karadeniz dağlarına dayadı ve cephesi doğudan batıya doğru uzanıyordu Ankara yolu açıktı. Durumu gören Halide Edip (Onbaşı), M. Kemal'e, düşmanın Ankara’ya gideceğini endişeyle söylemesi üzerine, M. Kemal Paşa, "İyi yolculuklar dilerim. Arkalarından kıçlarına vurarak onları Anadolu'nun boşluğunda mahvederim." yanıtını verdi. Yunanlılar durumu gördükleri için Ankara'ya yürümediler ve bütün güçleri ile 23 Ağustos'ta Türk Ordusu'nun sol kanadına yüklendiler. 24 - 25 Ağustos günleri çok kanlı çatışmalar oldu. İsmet Paşa çekilmeyi önerdiyse de Fevzi Paşa, adım adım savunma ile düşmanın yıpratılacağını ve başarılı olunacağını belirterek kabul etmedi. 31 Ağustos'ta Yunan Ordusu'nun saldırısı başarılı biçimde gelişti. Türk Ordusu yer yer geri çekildi. Bu çekilişin ordu üzerinde moral çöküntü yaratmaması ve çekildikleri yerde yeniden cephe kurulmasını sağlamak için Mustafa Kemal Paşa büyük tarihi bildirisini yayınladı: "Hatt-ı müdafaa yoktur. Sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. (Savunma hattı yoktur. Savunma alanı yardır. O alan bütün vatandır.) Yurdun her karış toprağı, yurttaşın kanıyla ıslanmadıkça kahbe düşmana bırakılamaz. Onun için, küçük büyük her birlik ilk durabildiği noktada, yeniden düşmana karşı cephe kurup savaşı sürdürür. Yanında ki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler ona uymaz, bulunduğu mevzide sonuna dek dayanmaya ve direnmeye mecburdur. Türk Ordusu'nun silah ve cephanesi tükenmişti. Silah, cephane, Erzurum, Diyarbakır gibi uzak yerlerden deve kervanları ile geliyordu. Bu cephelerden gelen takviye kuvvetleri, uzun yürüyüşten sonra, aç, yorgun, uykusuz, bitkin, hasta bir vaziyette dinlenmeye vakit bulmadan savaşa katılıyorlardı. Asker birçok yerde cephanesi tükenmiş ve süngüsü olmadığı için tüfeğinin dipçiği ile yiğitçe mertçe döğüştü. Bu arada M. Kemal Paşa atından düşüp kaburgalarını kırdı. Asker kaçağı sayısı 40.000'e çıkmıştı. Bütün bu olanaksızlıklara rağmen ordu direnişini yılmadan sürdürdü. Fevzi Paşa, Başkomutan ‘a Yunan Ordusu'nun zor duruma düştüğünü müjdeledi. Yunanlılar 4-5 Eylül günleri yeniden taarruz ettiler, fakat büyük kayıplar verdiler ve taarruzları durduruldu çünkü kahraman türk askeri öyle bir direndi ki Cephelerde ki Allah Allah nidaları kahbe yunanı titretiyordu. Bu tarihten itibaren Yunanlılar taarruz güçlerini kaybederek savunma durumuna geçtiler. Türk Ordusu 8 ve 10 Eylül tarihlerinde iki tane aslan gibi taarruz yaptı. 12 Eylül'de Türk Ordusu'nun saldırısı karşısında Yunan Ordusu bozularak perişan bir durumda kıçlarına neft yağı sürülmüş gibi kaçmaya başladı. 22 gün 22 gece süren bu büyük meydan savaşını Türk Ordusu, bütün olanaksızlıklarına rağmen kazandı. 13 Eylül tarihinde T.B.M.M.'ne Türk zaferini bildiren M. Kemal Paşa aynı gün genel seferberlik ilan etti. Türk Ordusu'nun bu savaşı kazanmasında en küçük erinden, Baş Komutanı’na kadar inançla, yılmadan savaşması, Türk Ulusunun varını yoğunu orduya vermesi, Türk Kadınının sırtında cepheye silah, cephane ve cephede yaralananları geriye taşımakla fedakârlık göstermesi etken oldu. Fevzi Paşa'nın ve İsmet Paşa’larını cephede, Refet Paşa'nın cephe gerisinde, ordunun gereksinimi olan malzemenin gönderilmesinde hizmetleri oldu. Subaylar ölümü hiçe sayarak, askerin, yanında savaşa katıldılar. Yunanlılar "Sözde Büyük Yunanistan!", Türkler ise "Vatan ülküsü" için döğüştüler. 1683'de Viyana önlerinde başlayan gerileme ve Türk bozgunu, Haçlı düşüncesini ve gücünü Sakarya'da kırdı. Sakarya Savaşı'nın kazanılması ile büyük tehlike yenildi. Ankara'nın boşaltılıp, Kayseri'ye taşınmak için başlatılmış olan çalışmalar, birçok ailenin yollara düşmesi bu tehlikenin boyutlarını göstermektedir. Başkomutan M. Kemal, Paşa'nın iradesiyle kazanılan bu zaferden sonra, Meclis Fevzi ve İsmet Paşalar tarafından verilen önergeyi kabul ederek, kendisine 19 Eylül'de Gazilik Unvanı ve Mareşallik rütbesi verdi. Erzurum'da geri iade ettiği Osmanlı rütbe ve unvanının yerine şimdi Meclis, O'na hakkı olan unvan ve rütbeyi veriyordu. Türk Ordusu bu savaşta çok subay kaybetti. Yedi tanesi Tümen Komutanı olan şehit sayısı 3.288, yaralı 13.618, tutsak 415 idi. Yunan Ordusu, Türk Ordusu'nu yenemeyince kinini sivil halktan alıyordu. Yunan Ordusu'nun kaybı çok ağırdı, subay ve er 15.000 ölü verdiler. Yaralı sayısı 25.000 kadardı. Ordularının üçte birini yitirmişlerdi. Yunan Kralı ve Başbakanı, ordularının moralini yükseltmeye çalıştılarsa da komutanları yenilgiyi çok iyi anlamışlardı. Yunan azminin, Türk azmi karşısında yenildiğini itiraf ettiler. Yunan Ordusu geri çekilirken, Türk Ordusu düşmanı izleyebilecek durumda değildi. Yeterince silah ve yedek kuvvetleri ve hızlı araçları yoktu. Yunan Ordusu saldırı başladığında 85.000 tüfek ve üstün top sayısına sahipti. Oysa Türk Ordusu'nun er sayısı, gelen yardımlarla 92.660'a ulaşmıştı. Ama tüfek sayısı ancak 47.342 idi. Ölen ve yaralanan askerin tüfeğini başkası alarak savaşıyordu. Ama Yunanda olmayan iman dolu serhattimiz vardı bizim.· Sakarya Zaferi, ulusun ve ordunun sarsılmış olan moralini yükseltti. Ulusun orduya inancı ve M. Kemal Paşa'ya güveni bir daha sarsılmayacak şekilde yerleşti. Bu tarihe kadar Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin etkisiyle oluşan karşı çıkmalar ve asker kaçağı olayları durdu. Ulus, Ulusal Mücadele ile birleşti. Firari asker sayısı 40.000'den 3.000 dolaylarına düştü. Saldırı üstünlüğü Türk Ordusu'nda idi. Yunan Ordusu savunma durumuna girip, bulunduğu cephede yığınak yapmaya başladı. Batılı ülkelerin Yunan Ordusu'na güveni yıkıldı. Kahraman Türk Ordusu'nun er geç kazanacağı anlaşıldı. İngiliz Dışişleri Bakanı, İngiltere ile Türkiye arasında barış yapılması gerektiğini söylerken, Yunan Başbakanı'na da aynı öneriyi yapıyordu. ( MAÇALARI YEMEYİNCE ) İngiliz Başbakanı Lloyrd George, Yunanistan'a para ve ekonomik yardım yapamayacağını bildirdi. Avrupa'dan yardım istemeye giden Generis, eli boş dönünce, Küçük Asya'yı terk etmeleri gerektiğini, büyük devletlerin kendilerini bir maceraya attıklarının anlaşıldığını açıklıyordu. Fransa, Türkiye ile anlaştı ve İtilaf Devletleri bloku parçalandı. Atatürk bu muharebe için "Sakarya Melhame-i Kübrası" yani kan gölü, kan deryası demiştir. Sakarya destanı Kahraman Türk Ulusunun kanıyla yazıldı. Savaş, Yunanların Sakarya doğusunu tamamen terk etmesiyle 13 Eylül’de sona erdi.
Sakarya Zaferi neler sağladı? İki tarafın da çok ağır kayıplar verdiği Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktalarından biriydi. Tarihin en kanlı savaşlarından olan muharebede, Türk ordusu 5 bin 713 şehit verdi, 18 bin 480 asker ise yaralandı. Yunan ordusunda ölen asker sayısı 3 bin 958, yaralanan asker sayısı 18 bin 955’ti. Binlerce askerin şehit olduğu, kanla, ateşle, süngüyle kazanılan bu zaferden sonra, Türk milletinin orduya güveni ve geleceğe ümidi arttı. İstanbul’a yapılan baskıyı durduran savaş, Batı Cephesi’nin güçlenmesini sağladı. Yunan ordusu, çok kayıp verdiği için savaş gücü azaldı, taarruz üstünlüğü Türk ordusuna geçti. Aynı zamanda, İtilaf Devletleri’nin Yunanlara güveni azaldı.
MİLLİ MÜCADELE AÇISINDAN SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ÇOK ÖNEMLİ SONUÇLAR DOĞURDU:
Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı’nı kazanacağı inancı artmıştır.
Ankara’ya mesafeli olan İstanbul’da ki basında çok sevinçle karşıladı ve Türkiye lehine propagandalar başladı.
Sakarya Meydan Muharebesine kadar ki dönemde Atatürk ve silah arkadaşlarına kısmen güvenmeyen 40.000 e yakın kaçak asker muharebenin kazanılmasıyla silah altına girdi ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasın da büyük rol oynadı.
Uluslararası toplumun özellikle İngiltere’nin Ankara TBMM’ye bakışı değişti ve Yunanlılardan desteğini çekti.
2. Viyana kuşatmasıyla başlayan geri çekilme 13 Eylül 1921 de son buldu ve Anadolu tamamen Türk toprağı olmuş oldu.
Sovyetlerle Antlaşmalar yapıldı ve Doğu cephesinde de baskı azaldı.
Türk Milletinin orduya olan güveni arttı.
İtilaf devletleri ile anlaşma sağlanmasının önü açıldı. Bu sebeplerdendir ki Sakarya Meydan Muharebesi kaybedilseydi Milli Mücadele ruhunun şahlanması imkânsız olacaktı.
Allah hepsinden razı olsun. Bu millet size çok şey borçlu.
Mehmet Akbaba
Tarih: 2020-05-14 03:21:58 Kategori: Tarih
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx